Posttravmatik stres bozukluğu, kişinin yaşadığı ya da tanık olduğu travmatik bir olayın ardından ortaya çıkan hem duygusal hem de bedensel düzeyde etkili bir stres tepkisidir. Savaş, doğal afet, kaza, saldırı, kayıp veya ciddi bir tehdit gibi olaylar sonrasında gelişebilir. Bu tür durumlar, bireyin güvenlik algısını sarsar ve beynin tehlike sinyallerine verdiği tepkileri kalıcı hale getirir. Olay sona erse bile kişi zihninde o anı yeniden yaşar, kalp çarpıntısı, panik hissi veya korku gibi tepkiler gösterir. Günlük yaşamı sürdürmek zorlaşır; kişi hem geçmişe takılı kalır hem de geleceğe güvenle bakmakta güçlük çeker.
Posttravmatik stres bozukluğu, yalnızca yaşanan olayın büyüklüğüyle değil, kişinin olaya verdiği anlam ve başa çıkma biçimiyle de ilişkilidir. Bazı kişiler travmayı kısa sürede atlatabilirken, bazıları için bu deneyim uzun süreli bir ruhsal sarsıntıya dönüşebilir. BK Psikoloji Danışmanlık Merkezi uzmanlarına göre, travmanın ardından kişi genellikle “tehlike geçti” sinyalini beynine gönderemez; bu nedenle vücut sürekli alarm halinde kalır. Kişi bilinçli olarak güvende olduğunu bilse bile, bedeni ve zihni hâlâ tehlike varmış gibi tepki verir. Bu durum, yaşam kalitesini ve ilişkileri derinden etkileyen kalıcı bir stres döngüsüne dönüşebilir.
Posttravmatik stres bozukluğu, üç ana mekanizma üzerinden ilerler: olayın yeniden yaşanması, kaçınma davranışları ve aşırı uyarılmışlık hali.
- Olayın Yeniden Yaşanması
Kişi travmatik olayı zihninde tekrar tekrar canlandırır.
- Kabuslar ve uyku bölünmeleri
- Olayla ilgili istemsiz görüntüler (flashback)
- Olayı hatırlatan ses, koku veya yerlerde yoğun korku hissi
- Gerçekte güvende olmasına rağmen tehdit altındaymış gibi davranmak
Bu durum beynin “şimdi” ile “geçmiş” arasındaki farkı ayırt edememesinden kaynaklanır.
- Kaçınma Davranışları
Kişi, travmayı hatırlatabilecek her türlü durumdan uzak durmaya çalışır.
- Olayın geçtiği yerlerden, kişilerden veya konuşmalardan kaçınmak
- Duygusal olarak kapanmak, ilgisiz görünmek
- Sosyal ilişkilerden uzaklaşmak
- Günlük aktivitelerde isteksizlik yaşamak
Kaçınma, kısa vadede rahatlama sağlasa da uzun vadede travmanın işlenmesini ve iyileşmesini engeller.
- Aşırı Uyarılmışlık ve Duygusal Dengesizlik
Travma sonrası sinir sistemi sürekli yüksek alarm halindedir.
- Uyku problemleri, kabuslar
- Odaklanma güçlüğü
- Sürekli tetikte olma hissi
- Kolay sinirlenme, öfke patlamaları
- Kalp çarpıntısı, terleme, nefes darlığı gibi bedensel belirtiler
BK Psikoloji uzmanları, bu belirtilerin beynin tehdit algısını aşırı derecede aktif tutmasından kaynaklandığını belirtir. Kişi, farkında olmadan sürekli bir “hayatta kalma modu”nda yaşar.
Travmanın ardından kişinin zihninde oluşan temel düşünceler genellikle “Artık güvende değilim”, “Kimseye güvenemem” veya “Her şey kontrolümden çıktı” şeklindedir. Bu düşünceler, kişinin hem kendine hem de çevresine olan güven duygusunu zedeler.
Posttravmatik stres bozukluğu, doğru farkındalık ve profesyonel destekle yönetilebilir bir durumdur. Kişi, yaşadığı travmayı bastırmak yerine anlamlandırmayı öğrendiğinde, beyin ve beden arasındaki dengesiz tepkiler azalmaya başlar. BK Psikoloji Danışmanlık Merkezi, travma sonrası stres yaşayan bireylerin güven duygusunu yeniden kazanmasına, duygusal dayanıklılığını güçlendirmesine ve yaşamla bağlarını onarmasına yardımcı olacak bilimsel temelli yaklaşımlar sunar.
Travmanın etkileri zamanla silinmese de kişi bu etkileri yönetmeyi ve yeniden güçlü bir yaşam kurmayı öğrenebilir. Her bireyin iyileşme süreci farklı olsa da farkındalıkla atılan her adım zihnin yeniden güven duygusuna kavuşmasına katkı sağlar.
Posttravmatik Stres Bozukluğu Nedir?
Posttravmatik stres bozukluğu (PTSB), kişinin yaşadığı ya da tanık olduğu şiddetli bir olayın ardından ortaya çıkan, duygusal ve zihinsel dengede kalıcı değişimlere yol açan bir stres tepkisidir. Bu olay genellikle kişinin yaşamını, güvenliğini veya sevdiklerinin güvenliğini tehdit eden bir durumu içerir. Savaş, deprem, kaza, saldırı, kayıp veya istismar gibi olaylar sonrasında gelişebilir. Olay sona ermiş olsa bile, kişi zihninde ve bedeninde o travmayı yeniden yaşamaya devam eder. Korku, çaresizlik ve kontrol kaybı hissi yoğun bir şekilde sürer.
Posttravmatik stres bozukluğu nedir? sorusuna verilebilecek en doğru yanıt, bedenin ve zihnin aşırı yüklenmeye karşı verdiği doğal ama uzun süreli bir tepkidir. Normal şartlarda yaşanan stres zamanla azalır; ancak travmatik bir olaydan sonra beyin, “tehlike geçti” sinyalini almakta zorlanır. Bu nedenle kişi, her an yeni bir tehdit olacakmış gibi bir alarm halinde yaşamaya devam eder. BK Psikoloji Danışmanlık Merkezi uzmanlarına göre, travmanın etkileri yalnızca olayı yaşayan kişide değil, olaya tanık olan ya da sonrasında destek sürecinde yer alan yakınlarda da görülebilir.
Travmatik olay sonrası kişi, olayla ilişkili ses, koku, görüntü veya mekanlardan kaçınabilir. Bu durum, gündelik yaşamı zorlaştırır ve sosyal ilişkilerden uzaklaşmaya neden olur. PTSB yalnızca duygusal bir rahatsızlık değil, kişinin bedeninde ve sinir sisteminde de iz bırakan bir süreçtir. Zihin, geçmişte kalan olayı sürekli “şimdi”de yaşar ve kişi duygusal olarak o anın içine sıkışmış gibi hisseder.

Posttravmatik Stres Bozukluğu Belirtileri
Posttravmatik stres bozukluğu belirtileri, genellikle dört ana başlık altında incelenir: olayı yeniden yaşama, kaçınma, aşırı uyarılmışlık ve bilişsel-duygusal değişiklikler. Ancak bu belirtilerin yoğunluğu ve süresi kişiden kişiye değişir. Bazı kişilerde travma sonrası etkiler hemen başlarken, bazılarında aylar sonra ortaya çıkabilir.
- Travmatik Olayı Yeniden Yaşama
Travma sonrasında en sık görülen belirti, olayın zihinde tekrar tekrar canlanmasıdır.
- Kabuslar, uykudan korkuyla uyanma
- Flashback denilen anlık yeniden yaşantılar
- Olayı hatırlatan ses, koku veya görüntülerle ani panik hissi
- Travmayla ilgili istemsiz düşünceler
Bu anlarda kişi, olayın gerçekten yeniden gerçekleştiğini hissedebilir. Beyin, o anda tehlikenin geçmiş olduğunu fark edemez.
- Kaçınma Davranışları
Travmayı hatırlatan durumlardan veya duygulardan uzak durmak, PTSB’nin tipik özelliklerindendir.
- Olayla ilgili konuşmalardan kaçınma
- Travmayı hatırlatan yerlerden veya kişilerden uzaklaşma
- Duygusal olarak hissizleşme veya donukluk
- Günlük aktivitelerde isteksizlik
Kaçınma davranışları kısa vadede kişiyi korur gibi görünse de uzun vadede duygusal iyileşmeyi engeller.
- Aşırı Uyarılmışlık (Bedensel Tepkiler)
Travma sonrasında sinir sistemi sürekli yüksek alarm halindedir. Bu durum hem bedeni hem zihni yorar.
- Uyku problemleri, kâbus görme
- Sürekli tetikte olma hissi
- Ani irkilmeler, kalp çarpıntısı
- Odaklanma güçlüğü ve unutkanlık
- Kolay sinirlenme veya öfke patlamaları
BK Psikoloji uzmanları, bu belirtilerin beynin “tehlikeye karşı korunma” refleksiyle ilişkili olduğunu belirtir. Ancak bu refleks uzun sürdüğünde kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkiler.
- Duygusal ve Bilişsel Değişiklikler
Travma sonrası kişi, kendine ve dünyaya bakışını kaybedebilir. Güven duygusu zedelenir, çevresine karşı yabancılaşma hissi oluşur.
- Sürekli suçluluk veya utanç duygusu
- Geleceğe dair umutsuzluk
- Kendini değersiz hissetme
- İlgi kaybı, keyif verici aktivitelerden uzaklaşma
Bu belirtiler, kişinin iç dünyasında derin bir değişim yaşadığını gösterir. Travma, yalnızca geçmişin bir olayı değildir; zihin için hâlâ sürmekte olan bir tehlike algısıdır.
Posttravmatik stres bozukluğu belirtileri fark edildiğinde, kişinin bu durumu bastırmak yerine farkına varması iyileşme sürecini başlatır. Travmanın etkilerini anlamak ve duygusal güven duygusunu yeniden inşa etmek zaman alabilir, ancak mümkündür. BK Psikoloji Danışmanlık Merkezi, bireylerin yaşadıkları travmaları anlamlandırmalarına, beden ve zihin arasındaki dengeyi yeniden kurmalarına yardımcı olacak bilimsel temelli yaklaşımlar sunar.
Travma, insanın dayanıklılığını test eden bir süreçtir; ancak doğru farkındalık ve destekle kişi, yeniden güçlenebilir ve yaşamında güven hissini yeniden inşa edebilir.

